Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın 2018’de yaşamını yitiren oğlu Dorukhan Büyükışık’ın davası kapsamında Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği’nde o dönem görev alan jandarma astsubaylar Ozan Karataş ve Osman Bilgi’nin davası görüldü.
Tüm sanıkların avukatı, dava sürerken Jandarma Genel Komutanlığı’nca sanıklara “takdirname” verildiğini açıkladı. Mahkeme, iki sanığın beraatine karar verdi. Karara ilişkin basın açıklaması düzenleyen Büyükışık; “Maalesef bizim gerçek dışı rapor hazırlayan iki sanık hakkında davamız devam ederken, bugün öğrendik ki 2024 yılında Jandarma Genel Komutanı olan şahıs (Orgeneral Arif Çetin) sahtekârlıktan yargılanan adamları koruma altına almak için takdirname vermiş” dedi.
İzmir’in Narlıdere ilçesinde, 13 Mayıs 2018 gecesi spor yapmak amacıyla evinden çıkan ve ertesi sabah kentin önemli ailelerinden Tanyerler’e ait inşaat alanında cansız bedeni bulunan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık (26) cinayeti davasının Ankara ayağı sürüyor. Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği’nde o dönem görev alan jandarma astsubaylar Ozan Karataş ile Osman Bilgi’nin 2022’de hazırladıkları bilirkişi raporuna ilişkin “gerçeğe aykırı bilirkişi veya tercümanlık yapma” suçundan Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davaya dün devam edildi.
BÜYÜKIŞIK AİLESİNE DESTEK AZALMADI
Duruşmaya şikâyetçi Ethem Büyükışık ile avukatı İlter Aksoylu, tutuksuz sanık Osman Bilgi ile avukatı Ergin Kılıç katılırken, tutuksuz diğer sanık Ozan Karataş SEGBİS’le bağlandı. Ayrıca Büyükışık’a destek vermek isteyen pek çok kişi de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
‘SAVCIYA POLİSLERİ TANIMADIĞIMIZI SÖYLEDİK’
Duruşmaya sanık Karataş’ın savunmasıyla başlandı. Karataş, soruşturma savcısı ile aralarında o dönem yaşanan konuşmanın davanın gidişatı için önemli olduğunu ileri sürerek, bu konuşmayı aktaracağını açıkladı. Soruşturma sırasında “Cüneyt ve Emre” isimli polisleri kayda geçirmeyerek sakladıkları suçuyla yargılandıklarını vurgulayan Karataş; “Sayın savcımıza biz Cüneyt ve Emre isimli polisleri tanımadığımızı ve telefonumuzu incelemeye alarak daha önce de hiçbir iletişime geçmediğimizin tespit edilmesini istedik” dedi.
‘ALLAH SİZE YARDIM ETSİN’
Bu olay üzerine savcıyla arasında geçen diyaloğu Karataş; “İzmir Emniyeti’nin olay tarihlerinde ‘bu isimle iki polis memurumuz yoktur’ demesi zaten her şeyi açığa kavuşturmuştur. Bu iki polis memuru hayal ürünüdür. Hakkımızda deliller toplanmadı. Savcıyla görüşmeye gittim. Savcımıza ‘Hakkımızda hiçbir delil yok. Neden iddianame düzenlediniz?’ diye sordum, ‘Yapmam gerekiyordu. Allah size yardım etsin’ yanıtını aldım. Ben bundan sonraki sürecin doğru bir şekilde gitmeyeceğini o sözden sonra anlamıştım. Bizi suçlu gösteren tek bir delil bile yoktur” biçiminde anlattı.
‘BİZ DOSYAYA KATKIMIZI YAPIP BAŞKA İŞE GEÇİYORUZ’
Sanık Bilgi ise Jandarma Genel Komutanlığı’nda Ses İnceleme Uzmanı olarak çalıştığını ifade ederek; “Kayıt dinlenildiğinde seslenilen kişinin tek bir kişi olduğu ortada. Her dinleyen ise farklı yorumluyor ve bilirkişilerin ayrı ayrı raporlarında Cüneyt, Emre ve Deniz isimleri ortaya çıkıyor. Mantıklı olan bizim dakikasını, saniyesini belirterek anlaşılmadığını ifade etmemizdir. Böyle de yaptık. Bunun nesi yanlış? Biz dosyaya katkımızı yapıp başka işe geçiyoruz. Biz neden suçlanıyoruz, neden ben bu mahkemeye gidip geliyorum inanın anlamıyorum” dedi.
‘CÜNEYT VE EMRE İSMİ EMNİYETTE KULLANILIYOR’
Sanıkların savunmasının ardından dava konusu ses kaydı mahkemede iki ayrı programdan dinlendi. Bu dinleme işleminin ardından şikâyetçi baba Büyükışık söz aldı. Büyükışık; “Biz Cüneyt sesini duyuyoruz ses kaydını dinlediğimizde. Enes sesi nereden çıktı diyorlar? Sanık Ozan’ın ‘Enes olarak algıladık’ demesine rağmen yazmadıklarını gördük. Cüneyt peki olay yerinde var mı? Cüneyt ismi de Emre ismi de İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nde kullanılıyor” diye konuştu.
‘BİLİRKİŞİ RAPORUNDA SAHTE 82 İMZA VAR’
Olay döneminde İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nde büyük bir suç örgütünün var olduğunun ortaya çıktığını belirten Büyükışık; “Biz pek çok ismin saklandığını bu yüzden biliyoruz. O gün suça karışan İl Emniyet Müdürlüğü’nün görev listesinin tamamı tahrip edilmiş ve biz bunu kanıtladık. Olay yerinde olmayıp orada varmış gibi gösterilen polis memurları da var. 5 ayrı bilirkişi raporunda 82 sahte imza var. 27 metreden düşüp paramparça olması gereken çocuğun üstünde bir tane çizik bile yok” ifadelerini kullandı.
‘7 YILDIR DEVLET BULAMIYOR MU EFENDİM!’
Büyükışık’ın ardından avukatların savunmalarına geçildi. Tüm sanıkların avukatı Ergin Kılıç; şikâyetçi Büyükışık’ın davayı manipüle ettiğini savunarak; “Cüneyt ve Emre isimli polis memuru varsa koskoca devlet bulamıyor mu 7 yıldır efendim! Müvekkillerim işlerinde oldukça başarılıdırlar. Hatta Jandarma Genel Komutanlığı da işleri nedeniyle takdirname vermiştir. Müvekkillerimiz dört dörtlük görevlerini yapmışlardır” dedi. Dava bilirkişi raporunu oluşturan Tayfun Akgün ve Levent Güner’in arkadaş olduğunu belirten Av. Kılıç; bu gerekçeyle raporun reddi gerektiği yönünde karar verilmesini de talep etti.
‘EMRE KOD ADI DA OLABİLİR’
SAVCI MAHKÛMİYET İSTEDİ, HÂKİM BERAAT ETTİRDİ
Savunmaların tamamlanmasının ardından mahkeme kararını açıkladı. Hâkim; sanık astsubaylar Ozan Karataş ve Osman Bilgi’ne ilişkin herhangi bir suç unsuru tespit edilememesi gerekçesiyle beraat kararı verdi. Dosya savcısı mütalaasında iki sanığın ”gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma” suçundan ayrı ayrı 3 yıldan 7 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etmişti.
‘İZMİR’DE DAVALAR SÜRMESİNE RAĞMEN’
Duruşmanın ardından Büyükışık, adliye önünde basın açıklaması düzenledi. Tüm sanık avukatının bahsettiği “takdirnamelere” değinen Büyükışık; “Şu anda İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5 katilin yargılanmasına başlamasına, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 8 polis memurunun yargılanmasına rağmen bunları korumak için sahte ses çözüm raporu hazırlayan iki jandarma astsubay beraat ettirilmek suretiyle mükâfatlandırıldı. Maalesef bizim gerçek dışı rapor hazırlayan iki sanık hakkında davamız devam ederken, bugün öğrendik ki 2024 yılında Jandarma Genel Komutanı olan şahıs (Orgeneral Arif Çetin) sahtekârlıktan yargılanan adamları koruma altına almak için takdirname vermiş” dedi.