Devlet Memurları ‘İsnat ve İftiralara’ Karşı Ne Şekilde Korunurlar?

Devlet memurlarının görevlerini tarafsızlık ve eşitlik ilkelerine uygun olarak güven ve cesaretle yürütebilmeleri için her türlü haksız isnat ve iftiraya karşı korunması esas olup, haksız isnadın gerçekleşmesi durumunda isnatta bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu gereğince kamu davası açılır.

Devlet Memurları 'İsnat ve İftiralara' Karşı Ne Şekilde Korunurlar

Kanun Maddesi Neyi İçerir?

657 sayılı Kanunun 25’inci maddesine göre; ” Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikayetler, garaz (TDK’ye göre “KİN” anlamına gelir) veya mücerret (TDK’ye göre “SOYUT” anlamına gelir) hakaret için, uydurma bir suç isnadı (TDK’ye göre “KARACILIK-İFTİRA” anlamına gelir) suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler.”

Kanun Maddesiyle Amaçlanan Nedir?

Maddeyle; kamu hizmetlerini yürütürken bazı kişilerin haksız ve kanunsuz mak-satlarına hizmet etmeyen Devlet memurlarına karşı garazan tertip ve isnat edile gelmekte olan iftira ve hakaretlerden temiz ve dürüst Devlet memurlarını korumak amaçlanmıştır. Usulüne uygun bir surette yapılan soruşturma veya kovuşturmada böyle bir sonuca varıldığı takdirde, memur, hakaretçi veya iftiracı ile karşı karşıya bırakılmamakta, merkezde en büyük amirin, illerde valilerin Cumhuriyet Savcılarından kamu davası açılmasını istemeleri esası kabul edilmektedir.

Danıştay’ın Bu Konudaki Bakışı Nedir?

Danıştay İkinci Daire bir kararında (E. 2004/2624-K. 2004/1641-T. 20.12.2004); ” Gazetelerde davacının ismi belirtilerek yapılan haberlerin asılsız isnatlar olduğunun Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerince düzenlenen soruşturma raporu ile sabit olduğu göz önüne alındığında davalı idarenin anılan gazeteler hakkında suç duyurusunda bulunmayarak hizmet kusuru işlediği, bir kamu görevlisinin asılsız olduğu sabit olan ve toplumun husumetini çekecek nitelikte gerçek dışı isnatlara karşı korunmadığı bellidir. Bu nedenle de davacının duyduğu elem ve üzüntüden dolayı oluşan manevi zararının karşılanması gerekir.”

Danıştay Beşinci Daire bir kararında (E. 1988/1262-K. 1988/1785-T. 01.06.1988); ” Kurumlara görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleri ile memurlara kurum içinde aynı ya da başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atama yetkisi tanınmıştır. İleri sürülen iddialarla ilgili olarak idari ve cezai yönden yapılan soruşturmalar sonucunda, davacının üzerine atılı suçlamaların sabit olmadığına karar verildiğine ve bu sonuca göre davacının 657 sayılı Kanunun 25. maddesi gereğince Devlet tarafından isnat ve iftiralara karşı korunmaya alınmasının gerekmesine karşın, sübut görülmeyen bu iddialara dayanarak adı geçenin görev yerinin değiştirilmesinde yasaya, kamu yararı ve hizmet gereklerine uyarlık bulunmamaktadır.”

Şeklinde hüküm kurulmuştur.

Peki, Uydurma Bir Suç İsnadı İle Karşı Karşıya Gelen Memur Tarafından Mı Yoksa Bahse Konu Yetkili Amirler Tarafından Mı Kamu Davası Açılır?

Kanun metnine bakıldığında, yetkili amirlerce garaz veya mücerret hakaret için uydurma bir suç isnadında bulunan kimse/kimseler hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılıklarından istenilmelidir. Yetkili amirlerce gereği yapılmadığı takdirde memurlarca yetkili amirlerine yöneltilerek gerekli işlemin yapılması talep edilmelidir.

Türk Ceza Kanunu Karşılığı Nedir?

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hakaret” başlıklı 125’inci maddesi gereğince “(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az 3 kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı 1 yıldan az olamaz. (5) Kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi halinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. “

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “İftira” başlıklı 267’inci maddesi gereğince; “(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

4483 Sayılı Kanunda Yapılan Düzenleme Nedir?

4483 sayılı Memurlar Ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen dava açılacak haller” başlıklı 15’inci maddesine göre; ” Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla ve uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen soruşturmaya geçilir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.”

Sonuç Yerine;

Bu verilen bilgilere göre; hem 657 sayılı Kanun hem 5237 sayılı Kanun hem de 4483 sayılı Kanun gereğince Devlet memuruna karşı görevi nedeni ile yapılan hakaret, haksız isnat ve iftira takibi şikayete bağlı suçlar olmayıp re’sen takibi gerekmektedir.

Kaynak
Memurlar.Net

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu