(ANKARA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Bölgemiz ateş çemberindeyken, hava üstünlüğü ve caydırıcılığın önemi her zamankinden daha açıktır. Türkiye’nin güçlü ve eğitimli ordusu ile NATO avantajları elbette caydırıcıdır; ancak stratejik savunma projelerindeki gecikmeler, yanlış önceliklendirmeler ve yönetim zafiyetleri milli güvenliğimiz açısından büyük risk taşımaktadır” dedi.
CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, iktidarın milli savunma politikalarına ilişkin açıklama yaptı. Bölgenin ateş çemberindeyken hava üstünlüğü ve caydırıcılığın öneminin her zamankinden daha açık olduğunu vurgulayan Bağcıoğlu, Türkiye’nin güçlü ve eğitimli ordusu ile NATO avantajları elbette caydırıcıdır; ancak stratejik savunma projelerindeki gecikmeler, yanlış önceliklendirmeler ve yönetim zafiyetleri milli güvenliğimiz açısından büyük risk taşımaktadır. Acil harekat kabiliyeti sağlayacak projelerdeki aksamaların sorumluluğunu kim üstlenecek” dedi.
İsrail-İran çatışmasını örnek gösteren Yankı Bağcıoğlu, şunları kaydetti:
“Bölgemiz ateş çemberi, üstün hava gücüne sahip olmamak veya hava savunma sistemlerindeki zafiyet devletlerin bekasını doğrudan etkiliyor. Fiili çatışma içinde olmayan devletler de silahlanmaya tam yol devam ediyor. İsrail İran çatışması, hava gücünün önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Hava üstünlüğünün bölgedeki diğer aktörlere kaybedilmesinin son derece vahim sonuçlara yol açabileceği görülmüştür. Bu çatışmada çok net bir şekilde görüldü ki, bir ülkenin rakibine ya da düşmanına kıyasla hava gücünün zayıf olması ile hava gücünün hiç olmaması arasında bir fark yoktur.
“Harekat kabiliyetini artıracak her türlü tedbir ivedilikle alınmak zorundadır”
Türkiye eğitimli ordusu, harekat tecrübesi ve NATO ittifakı üyeliğinin sağladığı avantajlarla; bölgesinde caydırıcılığını idame edebilmektedir. Ancak tehdit ortamının çok dinamik bir şekilde değiştiği ‘dün mümkün değil denen gelişmelerin bugün gerçekleştiği’ bir ortamda, harekat kabiliyetini artıracak her türlü tedbir ivedilikle alınmak zorundadır. Planlama, önceliklendirme, koordinasyon, kaynak tahsisi ve yönetim zafiyetlerinin milli güvenliğimize olumsuz etkileri önlenmelidir.
“Ana platform projelerinde gecikmelerin sorumluluğunu kim üstlenecek”
Bekamız açısından hayati öneme haiz; Geciken Milli Entegre Hava Savunma Sistemi (Çelik Kubbe 2024’de başladı), Muharip Uçak (KAAN MMU envantere girene kadar F16 modernizasyonu dahil ara çözüm), Altay Tankı TF-2000 hava savunma muhribi (entegre hava savunma sistemine de denizden destek sağlayabilecek), KKK’lığı zırhlı muharebe aracı / zırhlı araç, Türk Genel Maksat Helikopter Projesi (modern, güçlü, harbe hazır ve güncel tehdit ortamında hayatta kalabilecek beka sistemlerine haiz genel maksat helikopteri) gibi ama bunlarla sınırlı olmayan ana platform projelerinde gecikmelerin sorumluluğunu kim üstlenecek?
“Bütçede TSK’nın onyıllardır bekleyen acil ihtiyaçları neden önceliklendirilmiyor”
TCG Anadolu’nun kuvvet aktarım kabiliyeti için varlığı şart olan deniz ortamına uyumlu nakliye/genel maksat helikopter tedariki neden yapılmamıştır? Bu ana projelerin gecikmesi proje yönetimindeki zafiyetten mi kaynaklanıyor? Yoksa harekat ihtiyaç makamları değil de sosyal medya savunma uzmanlarının görüşleri mi esas alınıyor? Öncelikler askeri gereklilik değil de başka saiklerle mi belirleniyor? Bütçede TSK’nın onyıllardır bekleyen acil ihtiyaçları neden önceliklendirilmiyor?”