Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesinin Bir Hükmü Daha İptal Edildi

Danıştay 12. Dairesi, Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin 4. Bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; “Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile” ibaresini iptal etti.

Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesinin Bir Hükmü Daha İptal Edildi

 

Düzenleme üst hukuk normlarına aykırıdır

Türk Silahlı Kuvvetleri personeli yönünden kamu konutlarından tahliye için açığa alınmanın ya da tutuklanmanın yeterli görülmeyerek, göreve son verilme şartının öngörülmesi karşısında; görevinden uzaklaştırılan veya Mahkemece hakkında düzenlenen iddianame kabul edilerek, sanık sıfatıyla yargılanmaya başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin kamu konutlarından tahliye edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Ancak, dava konusu edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nde, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere aykırı şekilde; anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenlerin 15 gün içerisinde oturdukları konutu tahliye etmeleri gerektiği düzenlenmiştir.

Bu durumda; Anayasa’nın 124. maddesi uyarınca, kanun koyucunun genel prensipleri belirlemesi koşuluyla düzenlenecek konunun uygulanması ve uygulamaya ilişkin ayrıntıların belirlenmesi amacıyla idareye tanınan alt düzenlemeler yapma yetkisi, yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kaydıyla kullanılabileceğinden, üst hukuk normlarına aykırı olan dava konusu düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

İdarenin OHAL savunması kabul görmedi

te yandan, her ne kadar idare tarafından; “Silahlı Kuvvetlerle ilgili maddi ve manevi değerde saklanması veya gizlenmesi gereken her çeşit bilgi veya tesisin personelin fikri veya fiziki kontrolünde olduğu, dolayısıyla personelin hassas ölçülerle değerlendirilmesinin başlı başına güvenlik önlemi sayılacağı, 15 Temmuz 2016 tarihinde Devlet aleyhinde gerçekleşen hain bir darbe girişiminde bulunulduğu, anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, benzer bir girişimin tekrar etmemesi ve terörle mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülebilmesi amacıyla OHAL ilan edildiği ve OHAL süresince birtakım ivedi tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiği, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, milli güvenliğin ve Devletin devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla birtakım tedbirler alması gerektiği” ifade edilerek, bu hususi durumun, tesis edilen işlemin gerekçesi olduğu belirtilmekte ise de; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 35. maddesinde; idarenin savlarında belirtilen olağanüstü süreçle bağlantılı birtakım tedbirler düzenleme altına alınırken, kanun koyucu tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri personeli bakımından açığa alınmanın, hakkında ceza davası açılmış olmasının yeterli görülmemesi ve 926 sayılı Kanun hükümlerine istisna getirir nitelikte bir düzenleme yapılmaması karşısında, bu savunmaya itibar edilmemiştir.

T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2020/880
Karar No: 2023/400

DAVANIN KONUSU:

Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan davacı tarafından, ikamet ettiği kamu konutundan tahliye edilmesine ilişkin Ege Ordu Komutanlığı Personel Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin ve anılan işlemin dayanağı olan MSY/319-2(B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin 4. Bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; “Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile (İlave 17/05/2019)” ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI:

TSK Konut Yönergesi’nde yapılan değişikliğin, Kanun ve yürürlükteki mevzuat hükümlerine aykırı olduğu, dolayısıyla Yönerge’ye dayalı olarak tesis edilen işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı, 15 gün içinde ikamet ettiği lojmanı tahliye etmesi gerektiği bildirildiğinden dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI:

Kamu konutlarının kamu personeline tahsisine ilişkin usul, esas ve şartların Kamu Konutları Yönetmeliği ile belirlendiği, öte yandan, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli için Milli Savunma Bakanlığı personeline tahsis edilecek kamu konutlarının puanlama, tahsis, konuttan çıkarılma ve konutların yönetimine dair esasların ise belirtilen Yönetmelik esas alınarak hazırlanan MSY/319-2(B) TSK Konut Yönergesi ile düzenlendiği, anılan Yönerge’de 17/05/2019 tarihinde dava konusu değişikliğin yapıldığı, her çeşit güvenlik önlem ve tertiplerinin baş unsurunun personel olduğu, Silahlı Kuvvetlerle ilgili maddi ve manevi değerde saklanması veya gizlenmesi gereken her çeşit bilgi veya tesisin personelin fikri veya fiziki kontrolünde olduğu, dolayısıyla personelin hassas ölçülerle değerlendirilmesinin başlı başına güvenlik önlemi sayılacağı, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin ortaya koyduğu tehdidin boyutu, Anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, darbe teşebbüsünün tamamen sonlandırılması, benzer bir girişimin tekrar etmemesi ve terörle mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülebilmesi amacıyla ilan edilen OHAL süresince, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, milli güvenliğin ve Devletin devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla bir takım tedbirler alması gerektiği, darbe girişiminin mahiyeti itibarıyla hızlı, etkili ve sonuç alıcı adımlar atılmasının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu, bu durumun bir gereği olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde FETÖ/PDY ile mücadeleye en küçük şüpheye mahal vermeyecek şekilde her platformda devam edildiği, bu kapsamda TSK’nın güvenlik ihtiyaçları ve Kurumun özel durumu dikkate alınarak, Konut Yönergesi’ne dava konusu ilavenin yapılarak Bakan oluru ile yürürlüğe konulduğu, OHAL ve sonrasındaki süreç birlikte değerlendirildiğinde, Yönerge’de yapılan değişikliğin mevzuata uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ: MSY/319-2(B) TSK Konut Yönergesi’ne 17/05/2019 tarihinde eklenen ibarenin üst hukuk normlarıyla çeliştiği, bireysel işlemin de anılan Yönerge’de yer alan ibare dayanak alınarak tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu Yönerge ibaresinin ve bireysel işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ: Genelkurmay Başkanlığı NATO Kara Komutanlığı, Türk Kıdemlı Subaylığı Milli İrtibat Başkanlığı bünyesinde … rütbesinde … Şube Müdürü olarak görev yapan davacı tarafından, ikamet ettiği kamu konutunu 15 gün içinde tahliye etmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Milli Savunma Bakanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı Ege Ordu Komutanlığı Personel Başkanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan MSY 319-2 Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin 4. Bölüm “Konuttan çıkma” başlıklı I. maddesine 17/05/2019 tarihinde eklenen (I) bendinde yer alan, “Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile Türk Ceza Kanunu’nun 221. maddesinden faydalanmak için başvuranlar kendilerine yapılan tebligat tarihinden itibaren bulundukları konutu 15 gün içerisinde tahliye eder” kuralının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Anayasanın 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelik çıkarabilecekleri hükme bağlanmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 140. maddesinde; “Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler.”; 141. maddesinde; “Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler… ” hükümlerine yer verilmiştir.

926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun “Açığa çıkarılan, tutuklanan veya firar ve izin tecavüzünde bulunan, cezası infaz edilmekte olan subaylar hakkında yapılacak işlem:” başlıklı 65. maddesinde ise; “Açığa alınan veya tutuklanan subay ve askeri memurlar hakkında aşağıdaki esaslara göre işlem yapılır:
f) (Değişik: 26/3/1982 – 2642/10 md.) Açığa alınan ya da tutuklananlar; 1) Hizmet eri tazminatından ve bu Kanunda öngörülen aile yardım ödeneği, mahrumiyet yeri ödeneği, doğum yardım ödeneği, ölüm yardım ödeneği, tedavi ve cenaze masrafları, yakacak yardımı, giyecek ve yiyecek (tayın bedeli) yardımı, tahsil bursları ve yurttan faydalanma, lojmandan faydalanma hükümlerinden yararlanmaya devam ederler…” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

375 sayılı “657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu İle Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları Ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı Ve Kıdem Aylığı İle Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”ye 25/7/2018 tarih ve 7145 sayılı ‘Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 26. maddesiyle eklenen Geçici 35. maddenin (A) bendinde bu bend kapsamında kalan kamu görevlileri bakımından, göreve son verilme şartı aranmamış, görevden uzaklaştırılanların kamu konutlarından tahliye edileceği belirtilmiş, (B) bendinde de 926 sayılı Kanun’a tabi personelden yalnızca görevlerine son verilenlerin kamu konutlarından tahliye edilmesi öngörülmüştür.

2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun “Kamu konut türleri ve konut tahsisi” başlıklı 3. maddesinde, Kamu konutları, tahsis esasına göre dört gruba ayrıldığı belirtilmiş, bu maddenin son fıkrasında da, “Konut tahsisinin yapılmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu kanun maddesine dayanılarak kapsamdaki kurum personeline kamu konutlarının tahsis şekli, oturma süresi, kira, bakım, onarım ve yönetimine ait usul esas şartlar ile uygulamaya dair diğer hususları tespit etmek amacıyla Kamu Konutları Yönetmeliği hazırlanmış. 23.09.1984 tarih ve 18524 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulmuş, Yönetmeliğin “Konut Tahsis Talebi ve Değerlendirilmesi” başlıklı 14. maddesinin Yönergenin düzenlendiği tarihteki son fıkrasında, “Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin konut tahsis talebi ve değerlendirilmesine dair usul ve esaslar (4) sayılı cetveldeki puanlama ve bu madde hükümleri göz önünde bulundurularak Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca ayrıca düzenlenir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Söz konusu Yönetmelik gereği hazırlanıp, yayımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi, 12.04.2016 tarihli Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi MSY/319-2 (B) ile güncelleştirilerek yeniden yayımlanmış, 17/05/2019 tarihinde bu Yönergenin 4. bölüm, 1. madde, birinci fıkrası “Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile Türk Ceza Kanunu’nun 221 ‘inci maddesinden faydalanmak için başvuranlar kendilerine yapılan tebligat tarihinden itibaren bulundukları konutu 15 gün içerisinde tahliye eder. Söz konusu personel kimlikleri, MSB.lığı, Gnkur. Bşk.lığı ve Kuv. K.lıkları tarafından konut tahsis makamlarına bildirilir. Tebligat işlemleri ise konut tahsis makamları tarafından zaman geçirmeksizin yapılır.” şeklinde değiştirilmiştir.

Anılan yasal hükümler ve Kamu Konutları Yönetmeliğindeki düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin kamu konutlarından tahliyesi için Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenlerin açığa alınması veya tutuklanması yeterli görülmemiş, ancak görevlerine son verilmesi halinde kamu konutlarından tahliyesi öngörülmüştür.

Bu durumda davaya konu yönergenin iptali istenilen maddesinde, üst hukuk normlarına aykırı şekilde askeri personelden Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilmiş olmasının lojmandan tahliye nedeni oluşturmasına yönelik kural getiren anılan Yönerge maddesindeki düzenlemede ve bu düzenlemeye dayanılarak bu durumda bulunanların ikamet ettikleri kamu konutlarını tahliye etmelerine yönelik davaya konu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle davanın kabulü ile davaya konu Yönerge maddesindeki düzenlemenin ve bu düzenlemeye dayanılarak tesis edilen işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Genelkurmay Başkanlığı NATO Kara Komutanlığı, Türk Kıdemlı Subaylığı Milli İrtibat Başkanlığında .. rütbesinde… Şube Müdürü olarak davacı hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçu isnadıyla düzenlenen iddianame kabul edilmiş ve kamu davası açılmıştır.
Bunun üzerine, kendisine tahsis edilen kamu konutundan tahliye edilmesi yolundaki dava konusu işlem tesis edilmiştir.

Davacı tarafından; ikamet ettiği kamu konutunu 15 gün içinde tahliye etmesine ilişkin Ege Ordu Komutanlığı Personel Başkanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin 4. Bölümünün “Konuttan çıkma” başlıklı 1. maddesine 17/05/2019 tarihinde eklenen (l) bendinde yer alan, “Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile Türk Ceza Kanunu’nun 221. maddesinden faydalanmak için başvuranlar kendilerine yapılan tebligat tarihinden itibaren bulundukları konutu 15 gün içerisinde tahliye eder” kuralının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davacı tarafından her ne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin Dördüncü Bölüm, 1. maddesinde yapılan düzenlemenin iptali istenilmekte ise de; dosya kapsamından davacının hakkında iddianame düzenlendiği gerekçesi ile kamu konutundan tahliyesi yönünde işlem tesis edildiği anlaşılmakla, davaya konu düzenlemenin “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile (İlave 17/05/2019)” ibaresi ile sınırlı olarak incelenmesi gerekmektedir.

Dava, MSY 319-2 (B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin Dördüncü Bölüm birinci madde birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan “Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile” ibaresinin iptali yönünden incelendiğinde;
Yukarıda açık metinlerine yer verilen 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümleri uyarınca açığa alınan ya da tutuklanan subay, astsubay ve askeri memurların, taraflarına tahsis edilen kamu konutlarından faydalanmaya devam edecekleri anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, yukarıda alıntısına yer verilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 35. maddesinin (B) bendinde, 926 sayılı Kanun’a tabi personelden, yalnızca görevlerine son verilenlerin kamu konutlarından tahliye edileceği hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin (A) bendi incelendiğinde ise; göreve son verilme şartının aranmadığı, anılan bentte sayma yoluyla belirtilen kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılmaları halinde, tahsis edilen kamu konutlarından tahliye edilecekleri hüküm altına alınmıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri personeli yönünden kamu konutlarından tahliye için açığa alınmanın ya da tutuklanmanın yeterli görülmeyerek, göreve son verilme şartının öngörülmesi karşısında; görevinden uzaklaştırılan veya Mahkemece hakkında düzenlenen iddianame kabul edilerek, sanık sıfatıyla yargılanmaya başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin kamu konutlarından tahliye edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Ancak, dava konusu edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nde, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere aykırı şekilde; anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenlerin 15 gün içerisinde oturdukları konutu tahliye etmeleri gerektiği düzenlenmiştir.

Bu durumda; Anayasa’nın 124. maddesi uyarınca, kanun koyucunun genel prensipleri belirlemesi koşuluyla düzenlenecek konunun uygulanması ve uygulamaya ilişkin ayrıntıların belirlenmesi amacıyla idareye tanınan alt düzenlemeler yapma yetkisi, yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kaydıyla kullanılabileceğinden, üst hukuk normlarına aykırı olan dava konusu düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, her ne kadar idare tarafından; “Silahlı Kuvvetlerle ilgili maddi ve manevi değerde saklanması veya gizlenmesi gereken her çeşit bilgi veya tesisin personelin fikri veya fiziki kontrolünde olduğu, dolayısıyla personelin hassas ölçülerle değerlendirilmesinin başlı başına güvenlik önlemi sayılacağı, 15 Temmuz 2016 tarihinde Devlet aleyhinde gerçekleşen hain bir darbe girişiminde bulunulduğu, anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, benzer bir girişimin tekrar etmemesi ve terörle mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülebilmesi amacıyla OHAL ilan edildiği ve OHAL süresince birtakım ivedi tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiği, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, milli güvenliğin ve Devletin devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla birtakım tedbirler alması gerektiği” ifade edilerek, bu hususi durumun, tesis edilen işlemin gerekçesi olduğu belirtilmekte ise de; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 35. maddesinde; idarenin savlarında belirtilen olağanüstü süreçle bağlantılı birtakım tedbirler düzenleme altına alınırken, kanun koyucu tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri personeli bakımından açığa alınmanın, hakkında ceza davası açılmış olmasının yeterli görülmemesi ve 926 sayılı Kanun hükümlerine istisna getirir nitelikte bir düzenleme yapılmaması karşısında, bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Dava, davacının ikamet ettiği kamu konutundan tahliye edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem yönünden incelendiğinde;
Yukarıda yer verilen gerekçe ile dava konusu tahliye işleminin dayanağı olan Yönerge hükmünde hukuka uygunluk görülmediğinden, bu hüküm uyarınca tesis edilen tahliye işleminde de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu MSY 319-2 (B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin dördüncü bölüm birinci madde birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan “Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler” ibaresinin İPTALİNE,
2. Davacının ikamet ettiği kamu konutundan tahliye edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin İPTALİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 08/02/2023 tarihinde dava konusu Yönerge maddesinin iptali istemi yönünden oyçokluğuyla, dava konusu işlemin iptali istemi yönünden oybirliğiyle karar verildi.

(X)KARŞI OY:
Dairemizin 17/05/2022 tarih ve E:2019/5593, K:2022/2597 sayılı kararı ile dava konusu MSY/319-2(B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi’nin “Konuttan çıkma, konuttan çıkarılma ve konutun iadesi” başlıklı dördüncü bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile (İlave 17/05/2019)” şeklindeki ibarenin iptaline karar verildiğinden, bu davada, aynı ibarenin iptali istemi hakkında yeniden bir karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, işbu davada iptali istenilen ibare hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” hükmedilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyorum.

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button