TEMSİL HEYETİ NASIL KURULDU?
Emekli Astsubaylar: bir olmak, birlik olmak ve tecrübeleri ile TEMAD’a destek olmak için sosyal medya ortamında ve şifahen yaptıkları görüşmelerde, 29 Ağustos 2025 tarihinde Ankara’da bir toplantı kararı aldılar. Toplantıda alınan karar neticesinde 9 kişiden oluşan bir heyet seçtiler. Bu heyeti de TEMSİL HEYETİ olarak isimlendirdiler.
TEMSİL HEYETİNDEKİ EMEKLİ ASTSUBAYLAR KİMDİR?
Temsil Heyeti; daha önce Astsubayların hak arma mücadelesi için ÇALIŞTAY düzenlemiş, Ankara, İzmir ve İstanbul’da büyük mitingler organize etmiş, daha önce TEMAD’da Şube Başkanlığı yaptış, halen aktif olarak avukatlık yapan ve astsubayların hukuku hakkında bir çok bilgiye sahip Emekli Astsubaylardan oluşmaktadır.
Toplantıda Seçilen Temsil Heyeti İsimleri : Emekli Astsubay Aşkın GÜRE, Emekli Astsubay Doğan KARADEMİR, Emekli Astsubay Hüsamettin ÖZENEN, Emekli Astsubay Mehmet ERÇETİN, Emekli Astsubay Murat DEMİRKIRAN, Emekli Astsubay Nevzat YÜKSEL, Emekli Astsubay Osman ERİNÇ, Emekli Astsubay Özkan GÜÇLÜER, Emekli Astsubay Yalçın TUNÇBİLEK
TEMSİL HEYETİ NEDEN KURULDU?
Yıllardır konuşulan ama bir türlü çözüme bağlanamayan meseleler var: ek gösterge, tazminatlar, fiilî hizmet zammı, emeklilikte adalet ve sosyal haklar. Camianın büyük kısmı “ne zaman ne yapılacak, hangi adım atılacak, sonuç ne olacak” sorularına net bir takvim ve somut cevap göremedi. Yapılan görüşmeler ve nezaket ziyaretleri de çoğu zaman takvime bağlanmadı; “kimle ne konuşuldu, hangi söz verildi, sonrası ne olacak” gibi bilgiler düzenli paylaşılmayınca, doğal olarak TEMAD’ın bu süreçte görevini yeterince yerine getirmediği düşüncesi güçlendi. İşte bu boşluğu doldurmak, dağınık talebi tek bir hatta toplamak için Temsil Heyeti ortaya çıktı.
Temsil Heyeti’nin amacı basit ama net: sahadan gerçek verileri toplamak, talepleri mevzuat ve rakamlarla sağlam dosyalara dönüştürmek ve bunları tarihli bir yol haritası ile birlikte TEMAD’a sunmak. Yani heyet karar vericilerle masaya kendisi oturmak istemiyor; tam tersine, resmî muhataplık TEMAD’da olsun istiyor. TEMAD masaya giderken “ne konuşulacak, hangi hedefe varılacak, sonrasında hangi adım gelecek” hepsi belgeye dökülmüş, ölçülebilir bir planla gitsin; ardından da çıkan sonuçlar camiayla açık açık paylaşılsın. Kısacası Temsil Heyeti, veri ve plan üreten, TEMAD’ı resmî görüşmeye zorlayan ve sürecin şeffaf yürütülmesini talep eden bir itici bir rol üstleniyor.
Bu yaklaşımın özünde “söz çok, sonuç yok” düzenini tersine çevirmek var. Heyet, sahadan topladığı bilgi ve örnekleri dosyalayıp “kim–ne zaman–ne için” şemasına oturtuyor; her başlık için uygulanabilir çözüm önerileri ve kanun teklifi taslakları çıkarılmasını savunuyor. Böylece “ne konuşuldu, hangi söz verildi, sıradaki adım ne” soruları muğlak kalmıyor; herkes takvim üzerinden süreci takip edebiliyor. Hedef, enerjiyi küçük küçük dağılmak yerine tek hedefe odaklamak: iyi hazırlanmış dosyalarla TEMAD’ın kapıları çalması, sonucu da düzenli ara raporlarla açıklaması.
Bu ihtiyaç nereden doğdu? Çünkü taban ile mevcut kurumsal yapı arasında bir mesafe hissi oluştu. Büyük şehirlerde yapılan eylem ve kampanyalarda beklenen sahiplenme görülmediği düşüncesi, “emek boşa akıyor” duygusunu artırdı. Temsil Heyeti bu noktada, uzman kurulların devreye girdiği, kanun metni üreten, gerektiğinde daha üst düzey muhataplıkların istendiği ve her adımda camiaya hesap veren bir çalışma düzeni öneriyor. Dil ve üslup ise açık: saygılı, hukuka uygun ve sonuç odaklı.
Sonuç olarak Temsil Heyeti, “beklentiyi” somut kazanıma çevirmek için kuruldu. Ek göstergeden tazminata, emeklilik dengesinden sosyal haklara kadar tüm başlıklar için kanıta dayalı, takvime bağlanmış bir yol izlenmesini istiyor; görüşmeyi TEMAD yapsın, ama masaya sağlam dosyayla gitsin, çıkan her gelişme de şeffaf şekilde paylaşılsın diyor. Amaç; camianın motivasyonunu diri tutmak, karar alıcılar üzerinde düzenli bir takip baskısı oluşturmak ve yıllardır konuşulan başlıkları nihayet ölçülebilir adımlarla sonuca götürmek.
TEMSİL HEYETİ 7 EKİMDE NE YAPMAYA ÇALIŞTI?
Temsil Heyeti’nin derdi baştan belliydi: Sahadan topladığı verilerle, mevzuata ve rakamlara dayalı dosyayı TEMAD’ın önüne koymak, “gelin bu işi takvime bağlayalım, ara raporlarla şeffafça yürütelim” demek. Bu amaçla TEMAD’dan yazılı randevu talep ettiler; Genel Başkan Cahit Koca da şifahen “misafir edeceğiz” dedi, telefon görüşmelerinde bizzat katılacağını bildirdi. 7 Ekim günü, tam bu iradenin gereği olan buluşmada Genel Başkan masada yoktu. Yerine gönderilen bir heyetle yetinildi. Onca şehirden emek verip gelen insanlar için bu, açık söyleyelim, “söze sadakat” sınavında sınıfta kalmak oldu.
Bu olay, bir protokol detayı değil; saygı ve güven meselesidir. Temsil Heyeti “Yetki bizde olsun” demiyor, “Meşruiyet biziz” demiyor; tam tersine “Resmî muhatap TEMAD olsun, biz de veriyi ve planı getirelim” diyor. Böyle bir çabaya genel başkan seviyesinde karşılık verememek, hele ki “katılacağım” sözü verilmişken, camianın hafızasında hayal kırıklığı bırakır. Çünkü burada beklenen şey, sadece bir “görüşme” değil; liderin bizzat sahiplenmesi, ciddiyet ve özenin gösterilmesiydi.
Cahit Koca’nın bu tercihi, kurumsal meşruiyeti koruma gerekçesiyle izah edilemez; zira Temsil Heyeti zaten “resmî muhataplık” iddiasında değil, TEMAD’ı iten/teşvik eden bir rol üstleniyor. Böyle bir tabloda liderin yapması gereken, dosyayı bizzat dinlemek, “şu tarihte şu adım, şu vadede ara rapor” diye somut takvim açıklamak, camiaya da “bu iş bendedir” mesajını net vermekti. Bunun yerine “alt düzey katılım + sert dilli duyuru” kombinasyonu, işi prosedür tartışmasına çekip asıl meseleyi—özlük haklarında takvimli ilerleme—gölgeledi.
Eğer gerçekten “tek ve yasal temsil” iddiası korunacaksa, bunun yolu kaçınmak değil, sahiplenmekten geçer. Liderlik; zor dosyayı masaya alıp sabırla dinlemek, eleştiriyi göğüsleyip yazılı takvim açıklamak, ardından periyodik raporlarla camiayı bilgilendirmektir. 7 Ekim’de yapılması gereken buydu. Yapılmadı. Sonuç: Temsil Heyeti “saygısızlık” diyerek toplantıdan çekildi; camiada ise “yine aynı şey” duygusu güçlendi.
Bugün gelinen noktada top hâlâ TEMAD’da. Cahit Koca için doğru hamle bellidir: Kısa, net bir özür/izahat, çok yakın bir tarihe bizzat katılacağı telafi randevusu ve tarih–başlık–sorumlu içeren bir yol haritası. Bu üç adım atılmadan ne kırgınlık diner ne de güven tamir olur. Camia laf değil, takvim ve sonuç görmek istiyor. Liderlik tam da burada belli olur.
TEMAD TEMSİL HEYETİ İÇİN NE DİYOR?
TEMAD’a göre astsubay camiasının tek ve yasal temsilcisi TEMAD’dır. Dernek adına açıklama yapmak, konuşmak, toplantı yürütmek sadece tüzükte yetki verilen organların işidir. Bu yüzden “temsil heyeti” gibi kendiliğinden ortaya çıkan grupların resmî sıfatı yoktur; bu tür girişimler, TEMAD’ın kurumsal bütünlüğüne ve camianın ortak temsiline zarar verir.
Kamuoyuna Duyuru
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD), 2847 sayılı Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Kuruluş Kanunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, ilgili Türk Medeni Kanunu hükümleri ve derneğimizin tüzüğü uyarınca faaliyet gösteren, tüzel kişiliğe sahip tek ve yasal…
— TEMAD Genel Başkanlığı (@temadankara) October 7, 2025
Sonuç
Temsil Heyeti’nin niyeti basit ve yerinde: sahadan topladığı gerçek verileri ve mevzuata dayalı dosyaları TEMAD’a verip, bu işin takvime bağlanmasını, adımların şeffafça duyurulmasını ve camianın somut sonuç görmesini sağlamak. “Yetki bizde olsun” demiyorlar; “resmî muhatap TEMAD olsun, biz ise itici güç ve takip mekanizması olalım” diyorlar. Beklenti; açık plan, ara rapor ve hesap verilebilir bir süreç.
Bu tabloda Genel Başkan Cahit Koca’nın temel eksiği liderliği bizzat sahiplenmemek oldu. Verilen söze rağmen masaya oturmamak; en kritik buluşmayı alt düzey katılımla geçiştirmek; ardından da sert, prosedüre yaslanan bir dille açıklama yapmak, camiada “uzak duran başkan” algısını büyüttü. Oysa gerçek liderlik; dosyayı dinlemek, takvimi ilan etmek ve sonuçla konuşmaktır. Bugün ihtiyaç olan, polemik değil; özür + telafi randevusu + tarih–başlık–sorumlu içeren net bir yol haritasıdır. Bu yapılırsa camianın güveni tazelenir, Temsil Heyeti’nin hazırlığı da amacına ulaşır; yapılmazsa konuşulanlar yine havada kalır.
Herkes düşünüyor. Cahit Koca bu toplantıya neden katılmadı?
Temsil Heyeti’nin ortaya çıkışı, yıllardır gündemde kalmasına rağmen ek gösterge, tazminat, fiilî hizmet zammı, emeklilikte denge ve sosyal haklar gibi kritik başlıklarda somut bir takvim ve ölçülebilir sonuç göremeyen astsubayların tabandan yükselen beklentisinin örgütlü bir dile dönüşmesiyle şekillendi; camiada, yalnızca görüşme ve nezaket ziyaretlerine dayalı yöntemin hedefleri takvime bağlamadığı, kimle ne zaman hangi konuda konuşulduğunun ve bu temasların ne sonuç ürettiğinin düzenli biçimde paylaşılmadığı yönündeki algı güçlendikçe—ve bu yöntemi izleyen TEMAD’ın görevini yeterince yerine getirmediği kanaati yaygınlaştıkça—dağınık talepleri tek bir çerçevede toplayacak, karar alıcılarla planlı ve kesintisiz temas kuracak, her adımı ölçülebilir hedefler, tarihli yol haritaları ve şeffaf raporlamayla yönetecek bir mekanizmaya duyulan ihtiyaç belirginleşti; işte bu ihtiyaç, süreci “sözden uygulamaya” taşıyacak, taban enerjisini odaklayıp izlenebilir bir ilerleme disiplinine dönüştürecek Temsil Heyeti modelini doğurdu.
Heyet, “söylem yerine sonuç” anlayışıyla sahadan veri toplayıp talepleri mevzuat ve rakamlarla dosyalaştırmayı, bu dosyaları tarihli yol haritalarıyla muhatapların önüne koymayı ve her adımı not–çıktı–takvim şeklinde camiayla paylaşmayı benimsedi. Böylece “ne konuşuldu, hangi söz verildi, bir sonraki adım ne zaman” soruları muğlak kalmasın; süreç şeffaf ve izlenebilir olsun istendi.
Kuruluşu hızlandıran diğer etken, taban ile mevcut kurumsal yapı arasında hissedilen mesafe ve motivasyon kaybıydı. Büyük şehirlerdeki eylem ve kampanyalarda yeterli sahiplenme görülmediği düşüncesi, enerjinin boşa aktığı duygusunu besledi. Temsil Heyeti, uzman kurulların hazırlanacağı, kanun teklifi taslaklarının masaya konacağı, gerektiğinde daha üst muhataplık seviyeleriyle görüşüleceği ve düzenli ara raporlarla hesap verileceği bir çalışma düzeni öneriyor. Amaç; itibar ve adalet talebini somut, takvime bağlanmış kazanımlara dönüştürmek.
Bu yapılanma kendini TEMAD’ın alternatifi olarak değil, tabanın nabzını tutan ve müzakere sürecine enerji katan bir yapı olarak konumlandırıyor. Yapılacak faaliyetleri hukuka ve hak arama mücadelesine uygun tutmaya, eylem çağrılarını hukuki sınırlar içinde planlamaya, her adımda geri bildirim alarak ilerlemeye dikkat ediyor. Son şamada hedef; “beklentiyi” somut çıktı setine çevirmek, yani takvime bağlanmış kararlar, ara raporlar ve ölçülebilir kazanımlar üretmek. Bu yaklaşım, camia içinde bir yandan motivasyonu diri tutmayı, diğer yandan karar alıcılar üzerinde düzenli bir takip baskısı oluşturmayı hedefleyen pratik bir çalışma modeline dayanıyor.
“Temsil Heyeti”, astsubayların özlük haklarında somut ilerleme görmek istemesi ve TEMAD’ın süreçleri ağır yürüttüğü düşüncesi nedeniyle; tabanın sesini organize edip karar alıcılarla düzenli temas kurmak, takvim ve yol haritası oluşturmak için kuruldu.
Camiada, TEMAD’ın resmî prosedürler ve kurumsal ritim nedeniyle süreci yavaş yürüttüğü algısı güçlenince, bu heyet kendini “hızlandırıcı ve görünürlük sağlayıcı” bir köprü olarak tanımladı: tabandaki dağınık talep ve verileri toplayıp tek bir çerçeveye sokmak, müzakere başlıklarını netleştirip önceliklendirmek, karar alıcılarla temasları düzenli hâle getirmek ve bunun için takvime bağlanmış bir yol haritası üretmek.
Heyet, klasik “basın açıklaması–dilekçe” döngüsünün ötesinde, sahadan veri toplayarak somut dosyalar oluşturmayı, paydaşlarla yapılan her görüşmeyi tarih–not–çıktı şeklinde kayıt altına alıp camiayla şeffaf biçimde paylaşmayı, ilerleme ölçütlerini de önceden ilan etmeyi benimsedi. Böylece “ne konuşuldu, ne vaat edildi, bir sonraki adım ne zaman” gibi sorular muğlak kalmasın; herkes takvim üzerinden süreci takip edebilsin istendi. Amaç yalnızca ses yükseltmek değil; teknik içerikli, rakam ve mevzuat temelli bir dosyayla masaya oturmak ve her başlık için uygulanabilir geçiş senaryoları sunmak.
Bu yapılanma kendini TEMAD’ın alternatifi olarak değil, tabanın nabzını tutan ve müzakere sürecine enerji katan bir inisiyatif olarak konumlandırıyor. Meşruiyet tartışmalarını azaltmak için de dili mümkün olduğunca parti-üstü ve kurum-saygılı tutmaya, eylem çağrılarını hukuki sınırlar içinde planlamaya, her adımda geri bildirim alarak ilerlemeye dikkat ediyor. Son kertede hedef; “beklentiyi” somut çıktı setine çevirmek, yani takvime bağlanmış kararlar, ara raporlar ve ölçülebilir kazanımlar üretmek. Bu yaklaşım, camia içinde bir yandan motivasyonu diri tutmayı, diğer yandan karar alıcılar üzerinde düzenli bir takip baskısı oluşturmayı hedefleyen pratik bir çalışma modeline dayanıyor.
TARİH ve TEKERRÜR..
Sene 2007 Genel BaşkanSn.M.Erol .
_ Çalışma sıfır. Eleştirenlere seçil sen yap söylemleri..
( Onun zamanında MSB ödeneği TESUD’ a 680 BİN iken TEMAD’ a sadece 10 BİN TL. idi. Ve bu garabet durumda ” çalışma ekibi sayesinde eşitlendi)
Şahsım dahil seçilenlere ise ihraç gibi yüz karası ihraç uygulamaları.
_ Akabinde meslektaşlarca oluşturulan çalışma gurubu kurulması. ( Emekli Astsubaylar Güç Birliği Platformu )
_Düşünceler , anlatmak için gidilen Şubelerden kovulmaya çalışmalar.
_Temad’ tan ayrı site açılması.(EMEKLİ ASTSUBAYLAR )
_ Ulusal gazetelerde günlerce süren asb.yazı dizileri ( BİR DOKUNDUK BİN AH İŞİTTİK ).
13 cü bölüm sonunda muktedirlerce gazeteye yapılan baskı ile sonlandırılması. (Belgelidir )
_ 2007 de ulusal gazetede çeyrek sayfa asb.ilanı .VE..
_ Bu ilana TEMAD başlığı atılmasına Genel Merkezin zorla razı edilmesi. İşin acısı çeyrek sayfa bu ilana Genel Merkezin bir kör kuruş yardım etmemesi.( BELGELİDİR )
Sonuç olarak Temad Genel Merkez yönetimleri dün ne idilerse bugün daha kötü durumdalar.
Zira, Sn.Keser ,Sn.Dürgen ve Sn. Koca ekipleri derneği şirazesinden çıkartarak seçimlere “oy ve koltuk pazarlığı ” şaibesini bulaştımak pahasına Genel Merkez Denetleme ve Disiplin Kurullarını halen görevdeki Şube Başkanları ile doldurdular. Biran bile derneği ve camiayı düşünmediler. Gerektiğinde bu kişiler kendi şubelerini veya kendi kendilerini nasıl soruşturacak ve denetleyecekler ? demediler.Yeterki oyları gelsin ve diğer şubelerinde yönlendirsinler.
Bu nedenle lütfen kimse ” efendim Genel Merkez var ama” demesin.
Genel Merkez Yöneticisi iseler ya camianın sesine kulak versinler, veya vakit kaybettirmeden görevi camiaya iade etsinler. Saygılar.