Aile Götürülemeyen Garnizon Dışı Görevlerin Asker Eşlerinin Fiziksel Sağlığı Ruh Sağlığı ve Evlilik Memnuniyeti Üzerindeki Etkileri
Bu çalışmada aile götürülmeyen garnizon dışı görevlerin asker eşlerinin fiziksel sağlığı, ruh sağlığı ve evlilik memnuniyetleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Bu çalışma Türk ordusunda kara, deniz ve hava kuvvetlerine mensup 316 subay, astsubay ve uzman erbaşın eşleri üzerinde yapılmıştır. Çalışmada kadınlar, eşleri garnizon dışına görevlendirilen ve görevlendirilmeyen olarak iki gruba ayrılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular eşi garnizon dışına görevlendirilen ve görevlendirilmeyen grupların somatik belirtilerinin benzer olduğunu göstermiştir. Ancak iki grubun anksiyete ve depresyon belirtileri arasında fark ortaya çıkmıştır.
Analize göre, garnizon dışı görevlerin asker eşlerinin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Evlilik memnuniyeti düzeyi ise eşi garnizon dışına görevlendirilenlerin görevlendirilmeyenlere kıyasla düşük çıkmıştır. Ordular asker ailelerine yönelik strateji geliştirmek için araştırmalara devam etmesi gerekmektedir çünkü bu stratejiler lider personelin astlarını motive etmesine ve vazifenin yerine getirilmesine yardımcı olacaktır
Zorunlu askerlik hizmetini benimseyen dünya orduları barışta ve savaşta sadece askerlerinin ihtiyaçları ile ilgilenmiştir. Profesyonel askerlik sistemiyle birlikte orduya katılan gönüllü askerlerin sayısı arttıkça evli askerlerin sayısında da artış meydana gelmiştir. Bu durum ordu kurumunun karşısına ihtiyaçları ve beklentileri olan asker ailelerini çıkarmıştır.
Hırslı kurum olan ailelerin ordudaki yaşama uyumları ve bu yaşamdan memnuniyetleri askerlerin mesleki kariyerlerini etkilemektedir. Çünkü askerler için ailelerinin ordu içerisindeki mutluluğu çok önemlidir. Ailesinin mutlu olmadığını düşünen askerler ordudaki görevinden vaktinden önce ayrılabilmektedir. Bu durum ordunun nitelikli ve tecrübeli personelini kaybetmesine yol açmaktadır. Ordudan ayrılamayan askerlerin ise görev motivasyonu düşmektedir. Bu askerler özellikle muharebe alanında idari zayiata sebep olmaktadırlar.
Askerlik doğası gereği zor ve riskli bir meslektir. Askerler savaş ve barış şartlarında her türlü arazide ve ortamda görev yapmak durumundadır. Ordunun vazifesini icra ederken askerlerinden talep ettikleri asker ailelerini de zorlamaktadır. Yaralanma/ölüm riski, ayrılık, taşınma, yabancı ülkede yaşama askerlik mesleğine ait başlıca zorluklardır.
Aile götürülemeyen garnizonlara yapılan atama/görevlendirme sonucu aileler ayrılık tecrübesi yaşamaktadırlar. Bu görevler aile üyelerinin fiziki sağlığını, ruh sağlığını, evlilik memnuniyetini, orduya karşı olan tutumlarını etkilemektedir. Bu çalışmanın amacı ayrılığa neden olan bu görevlerin son dönemde farklı coğrafyalarda görev yapan Türk ordusunda görevli askerlerin eşleri üzerindeki etkilerini ölçmek ve ailelerin askeri yaşam biçiminden memnuniyetlerini arttırmaya yönelik öneriler sunmaktır.
Ordular kendilerine verilen görevleri yerine getirebilmek için askerlerinden çeşitli taleplerde bulunurlar. Bu talepler asker aileleri üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak baskı yaratır. Çünkü aileden ordu kurumunun taleplerine ve beklentilerine uyum sağlaması ve askere yüklenen sorumlulukları yerine getirebilmesi konusunda askeri desteklemesi beklenmektedir. Fakat toplumda ve aile yapısında yaşanan değişimler ailelerin bu uyum sürecini problemli hale getirmektedir (Segal, 1986, s. 13). Kadınların iş hayatında daha çok yer alması sonucu aile içerisinde iş-aile çatışmasının artması ve evli asker sayısındaki artış orduların asker aileleri konusunda adım atmaları gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.
Asker ailesi, ordu ve ailenin kesiştiği noktada yer almaktadır. Ordu askerinden görevini ifa etmesini ve sorumluluklarını yerine getirmesini, aile de asker anne/babanın üstlenmiş olduğu rolünden beklentileri karşılamasını istemektedir. Özellikle asker ailesi özel zamanlarda asker kişinin yanlarında olmasını, enerjisini ve zamanını ailesi için harcamasını bekler.
Aile Götürülemeyen Garnizona Atama/Görevlendirme:
Orduda görev yapan askeri personel belirli aralıklarla ve süreyle görev, kurs, tatbikat vb. nedenlerle ailesinden ayrı kalmaktadır. Barış zamanında çeşitli nedenlerle yaşanan bu ayrılık süreci birkaç günden bir yıla kadar uzayabilmekte, savaş zamanında ise daha uzun olabilmektedir.
Birliklerin kendi konuşlu olduğu garnizondan farklı garnizona görevlendirilmeleriyle personel hali hazırdaki düzenini ve ailesini bırakmak zorunda kalmaktadır. Değişen bu duruma asker ailelerinin hızlı bir şekilde adapte olması beklenmektedir. Bu adaptasyon sürecinde aile üyelerinin asker olan ebeveynin yokluğuna alışıp ondan devraldıkları sorumlulukları (çocukların ve evde varsa yaşlıların bakımı, ev işleri vb.) yerine getirmeleri gerekmektedir (Sphera, 2009, s. 287). Asker eşlerinin ve çocuklarının bu sürece nasıl tepki verdikleri artan ve uzayan görevlendirmelerle birlikte önemli bir konu haline gelmiştir. Literatürde asker eşinin ayrılıkla başa çıkma yeteneği ile personelin orduda göreve devam etme niyeti ve ailenin askeri yaşamdan memnuniyeti arasında ilişki olduğunu gösteren çalışmalar mevuttur (Sphera, 2009, s. 287).
Aile Götürülemeyen Garnizona Atama/Görevlendirme Nedeniyle Yaşanan Ayrılıklar ve Asker Eşleri Üzerindeki Etkileri:
Askerlerin görev ve benzeri sebeplerle ailesinden ayrı kalmak zorunda kalması asker eşlerinin hayatlarında ciddi etkiler yaratmaktadır. Yaşanan ayrılık süreci ve sonrasında personelin görevden dönüşüyle birlikte ailenin tekrar bir araya gelmesi asker ailelerinin hayatlarında büyük bir stres kaynağı olarak görülmektedir (Bell & Schumm, 1999, s. 109-118). Asker eşlerinin büyük bir kısmı bu döneme ait zorlukların üstesinden gelebilirken, bir kısmı ise bu zorlukları daha fazla hissedebilmektedir.
Garnizon dışı görevler; göreve hazırlık, görevin ifası ve görev dönüşü olmak üzere üç safhadan oluşmaktadır. Görev öncesi hazırlık birliğin veya personelin (münferit bir görev ise) emri almasıyla başlar. Bu süre birliğin büyüklüğüne ve hazırlık durumuna, gidilecek bölgeye, görevin süresine ve önemine göre değişebilmektedir. Birliğin ve personelin hazırlanması için gerekli olan bu süre ailelerin de yeni hayatlarına uyum sürecini kolaylaştırmak için önemlidir. Plan dışı gelen görevlendirmeler sonucunda ise aile hazırlık yapmak için ihtiyacı olan süreyi bulamamaktadır. Görev öncesi kendilerini hazır hisseden asker eşleri personelin almış olduğu göreve daha olumlu yaklaşmaktadırlar (Bell & Schumm, 1999, s. 111).
Asker eşleri yeni görevle ilgili merak ettiği hususların cevaplanmasını bekler. Lewis görevlendirme emri geldikten hemen sonra asker eşinin cevaplarını aradığı dört temel soru tespit etmiştir: görev yeri ve süresi, eşinin güvenliği, iletişim imkânları (Bell & Schumm, 1999, s. 111). Bu soruların zamanında ve doğru bir şekilde cevaplanamaması eşlerin stres düzeyini arttırmaktadır.
Literatürde asker eşlerinin göreve hazırlık safhasında duygu ve düşüncelerini ortaya koyan çalışmalar mevcuttur. Denizaltı sınıfına mensup askerler ile evli 485 kadın ile yapılan çalışmada, eşlerin görev öncesi stres düzeyinin her geçen gün arttığı tespit edilmiştir. Araştırmacı, eşlerin “Neden benim eşim gitmek zorunda?” sorusunun cevabını aradıklarını ve ayrılığı kabullenemediklerini ifade etmiştir. Mülakata katılanlar rüyalarında eşlerini denizde kaybolurken veya kendilerini aldatırken gördüklerini belirtmiştir (Pearlman, 1970, s. 946-950). Benzer bir çalışma da ABD ordusunda görevli iken Vietnam’a gönderilen askeri personel ile evli 40 kadından alınan verilerle yapılmıştır. Yapılan mülakatta grup, eşlerine gelen görevlendirme emrini ilk duyduklarında şok olduklarını ve inanamadıklarını belirtmiştir. “Bu ayrılık neden bizim başımıza geldi?” sorusuna cevap arayan asker eşlerinin görevlendirme emri gelmeyen çiftleri kıskandıkları ve onlara karşı öfke duydukları belirlenmiştir. Kendi seçimleri olmadığı halde ailelerini yalnız bırakarak Vietnam’a giden askerlere eşlerinin de öfkeli oldukları görülmüştür. Bazı kadınlar ise eşlerinin yokluğunda kendilerini daha bağımsız hissettiklerini ifade etmişlerdir (Bey & Lange, 1974, s. 283-286).
Asker olan eşin geçici süreliğine de olsa evden ayrılması aile üyeleri için yeni bir hayatın başlangıcı demektir. Eşinin sorumluluklarını devralan kadın, anne ve baba rollerini birlikte yürütmek zorunda kalmaktadır. Aile, babanın yokluğunda destek görebileceği bir yere genellikle de aile büyüklerinin yanına taşınmayı seçmektedir. Bu mecburi seçimle birlikte aile üyeleri arkadaşlarına ve sosyal çevresine veda etmek zorunda kalmaktadır. Zorunlu yer değişikliği aile üyelerinin orduya karşı olan tutumunu olumsuz etkilemektedir (Bey & Lange, 1974, s. 283). Çocuğu olmayan ve çalışmayan genç asker eşleri bu dönemde evde yalnız kalmak yerine kendi anne ve babasının yanına gitmeyi tercih etmektedirler.
Asker eşleri, garnizon dışı görevlerin duygusal destek kaybına, yalnızlığa, ailedeki sorumluluklarının artmasına ve eşlerinin sağlığı ve güvenliği konusunda endişe duymalarına neden olduğunu ifade etmişlerdir (Bell & Schumm, 1999, s. 110). Yaşanan ayrılık sürecinin asker eşleri üzerindeki etkileri farklı düzeylerde olmaktadır.
Eşlerinden ayrı kalmak zorunda kalıp psikiyatrik problem yaşayan 63 asker eşi, eşlerinden ayrı kalmadığı halde psikiyatrik destek gören 113 asker eşiyle kıyaslanmıştır. Araştırmacı hava kuvvetlerine ait bir hastanenin psikiyatri kliniğinde yöneticilik yaparken yaptığı bu çalışmada ayrılık sürecinin genç ve kıdemsiz rütbedeki personel eşleri üzerindeki etkilerinin daha kötü olduğunu tespit etmiştir. Görevden dolayı iki ve daha fazla kez ayrı kalmak zorunda kalan asker eşlerinin tecrübeleri sayesinde yeni ayrılıklarla daha kolay başa çıkabildikleri görülmüştür (Macintosh, 1968).
Asker eşleri yalnız kaldıkları dönemde sosyal durumlarından dolayı şikâyet etmektedirler. Evli olmalarına rağmen eşlerinin yanında olmaması sosyal hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Birlikte olan aileleri mutlu bir şekilde görmek de yalnız olduklarını akla getirmekte ve onları mutsuz etmektedir (Bey & Lange, 1974, s. 284).
Askeri yaşamın zorluklarından olan ayrılıklar asker ailelerinin tecrübe ettiği stresli bir durumdur ve ailelerin askeri yaşama uyum sağlamasında olumsuz bir etki yaratmaktadır. Asker ailelerinden alınan veriler incelendiğinde ayrılık durumlarının sayısı arttıkça ordu yaşamından duydukları memnuniyetin azaldığı görülmüştür (Segal & Harris, 1993, s. 38). Çiftlerin içerisinde bulunduğu bu stresli dönemin evlilikleri üzerine de yansımaları olmaktadır
Askerin garnizon dışı görevinin sona erip eve dönmesi ailenin mutlu ve aynı zamanda stresli olmasına neden olabilmektedir. Askerler ve eşleri birbirlerine alışma ve eski düzenlerine dönmek konusunda zorlanabilmektedirler (Bell & Schumm, 1999, s. 110). Çok sayıda asker, rolleri ve sorumlulukları tekrardan müzakere etmek zorunda kalmalarını stresli bir durum olarak görmektedir (Riggs, 2008)
Asker eşleri görevden dönen partnerlerinin evde sergilemiş oldukları öfke ve sinirlilik hallerine karşı hayal kırıklığına uğrayabilir. Bu durum çiftler arasıda iletişim problemleri yaratmakta ve uyum sürecini zorlaştırmaktadır. Aileyi bırakıp gitmelerinden dolayı eşlerine kızgın olan kadınlar tekrar bir arada olma döneminde yaşananlardan dolayı depresyona girmektedir (Bey & Lange, 1974, s. 285).
Sonuç
Devletler, modern orduların kurulmasıyla birlikte zorunlu askerlik sisteminden vazgeçmeye başlamış ve yerine profesyonel bir yapının kurulması için çalışmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dünya orduları arasında başlayan silahlanma yarışı profesyonel askerlere olan ihtiyacı da arttırmıştır. Ordu içerisinde uzun dönem görev
alacak nitelikli personelin eğitimi orduların öncelikli hedefi haline gelmiştir
Türk Silahlı Kuvvetleri zorunlu askerlik ve profesyonel askerliği birlikte yürüten orduların başında gelmektedir. Türk ordusunun farklı coğrafyalarda mücadele etmesi ve görev alması ordunun profesyonel yapıya geçişini hızlandırmıştır. Özellikle terörle mücadelede komando birliklerinin etkin olarak kullanılması profesyonelleşme sürecine katkıda bulunmuştur
Geçmiş dönemlerde ön planda olmayan asker aileleri modern orduların gündeminde var olmaya başlamıştır. Ailelerin ihtiyaçları ve beklentileri karar vericiler için önemli konular haline gelmiştir. Asker ailesinin askerlik mesleğine ait zorlukları kabullenmesi ve bu yaşam tarzına uyumu askerlerin mesleki kariyerleri için çok önemlidir. Ailesi uyum problemi çeken bir asker, görevinden istifa ederek ordudan ayrılabilmektedir. Nitelikli ve tecrübeli personellerin erken ayrılışları orduların yapısını olumsuz etkilemektedir. Ordular da bu durum karşısında asker ailelerinin uyum sürecini kolaylaştıracak ve yaşam kalitesini arttıracak adımlar atmak zorundadır. Çünkü asker ailelerinin özellikle de eşlerin asker-ordu ilişkisinin dışında kalması mümkün değildir.
Askerlik mesleğine ait zorluklar asker ailelerinin uyumunu, sağlığını, orduya karşı tutumunu ve memnuniyetini etkilemektedir. Bu zorluklar ayrılık, taşınma, ölüm/ yaralanma riski, başka ülkede yaşama olarak görülmektedir. Bu tez çalışması askerlik mesleğine ait zorlukların Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapan subay, astsubay ve uzman erbaş eşlerine etkisini ve eşlerin orduya karşı olan tutumunu ölçmektedir.
Asker aileleri için en büyük zorluklardan biri ayrılıktır. Aile götürülmeyen garnizonlara yapılan görevlendirme ve atamalar asker aileleri için ağır bir yüktür. Riskli olduğu için aile götürülmeyen bu bölgelerde askerlere verilen görevler tehlikelidir. Bu sebepten asker kişinin can güvenliği asker aileleri üzerinde daha fazla strese yol açmaktadır.
Aile götürülmeyen garnizon dışı görevler asker ailerinin ayrılık tecrübesi yaşamasına ve aile içi rol ve sorumluluklarının tekrar düzenlenmesine neden olmaktadır. Çocuklu aileler bu dönemde daha fazla yıpranmaktadır. Özellikle anne olan kadınların ayrılık döneminde ruhsal anlamda olumsuz etkilendiği yapılan çalışmalarda görülmüştür. Görev dönüşü tekrar bir arada olma süreci de aile üyelerinde yeni bir travma
yaratmaktadır
Ayrılık döneminde çiftlerin yaşadığı duygusal sorunlar evlilik memnuniyetlerini olumsuz etkilemektedir. Evlilikteki bu problemler askerlerin moral ve motivasyonunu bozmakta ve birliklerinde de problemler yaşamalarına neden olmaktadır. Özellikle lider personelin durumu birliğini doğrudan etkilemektedir.
Asker eşlerini diğer meslek gruplarıyla evli kadınlarla kıyaslayan çalışmada asker eşlerinin evliliklerinde yüksek düzeyde anlaşmazlık yaşadıkları görülmüştür (Asbury & Martin, 2012). Bu anlaşmazlıklar çiftlerin evlilikteki memnuniyetini düşüren başlıca sebeplerdendir. ABD ordusunda görev yapan 346 askerin eşleri ile yapılan çalışmada aile götürülmeyen garnizona görevlendirme sonucu yaşanan ayrılıklar ile eşlerin evlilik memnuniyetleri arasında negatif ilişki olduğu tespit edilmiştir (Burrell ve ark., 2006).
Ayrılık döneminde asker aileleri için en önemli şey iletişimdir. Yeterli iletişim kurabilen aileler bu süreci daha sorunsuz geçirmektedir. İletişim imkânı kısıtlı olan aile üyeleri ise sancılı bir dönem yaşamaktadır. Askerlerin can güvenliği konusunda zamanında bilgi alamayan aile üyeleri endişe duymaktadır. Yaşanan stres, korku ve endişe eşlerin evlilik memnuniyetlerini düşürmektedir
Öneriler
Askerleri uzun vadede kendi bünyesinde tutmak isteyen orduların birinci önceliği asker aileleri olmalıdır. Asker ailelerinin uyumu ve memnuniyeti, yaşam kaliteleri orduların ailelere verdiği önemle ve uyguladıkları politikalarla doğrudan ilişkilidir. Askerler için ailelerinin mutluluğu ve refahı önemlidir. Ailesinin ordu içerisinde mutlu olduğunu düşünen askerlerin kariyerleri de uzun olmaktadır. Birliklerde lider personelin emir komutası altındaki askerlerin aileleriyle ilgilenmesi ve sorunlarını çözmek için uğraşması personelin moral ve motivasyonunu arttırmaktadır. Bu destek birliğin başarısını da olumlu olarak etkilemektedir.
Ayrılıklar asker aileleri için en zor dönemlerdir. Aileler bu dönemde ordu kurumunun destek olmasını bekler. Asker kişi görev yerine katıldıktan sonra hayatına devam etmeye çalışan aile üyelerine ilgili garnizon komutanlıklarının ve bağlısı aile destek birimlerinin desteği çok önemlidir. Bu birimlerin konusunda uzman personel ile görev yapması gerekmektedir. Evlilik ve çocuk psikolojisi konularında asker eşlerinin başvurabileceği uzmanlaşmış birimler kurulmalıdır. Garnizona bağlı bir birlikten herhangi bir rütbeli personelin araması aileler için yeterli değildir.
Türk Kara Kuvvetleri, terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda görev almak üzere farklı garnizonlardan personel görevlendirmesi yapmaktadır. Görevlendirme emrine müteakip 3-4 gün içerisinde yeni görev yerine katılması istenen personel ailesi ile ilgili sorumluluklarını yerine getiremeden gitmek zorunda kalmaktadır. Bu kısa sürede aile de ayrılık sürecine adaptasyonunu sağlayamamaktadır. Yapılan görevlendirmeler öncesi askerlere ve ailelerine yeterli hazırlık süresi tanınmalıdır. Asker ailelerinin hazırlığını tamamlamış olması ayrılık dönemine olumlu yansımaktadır. Ayrıca ailelerin görevi destekleme düzeylerini de olumlu etkilemektedir
Süresi belli olmayan ve uzayan görevlendirmeler askerler ve aileleri için büyük stres kaynağıdır. Özellikle riskli görevlerde bulunan askerlerin aileleri bu durumdan daha fazla etkilenmektedir. Bu nedenlerden dolayı görevlendirme emriyle birlikte görev süresi de açıklanmalı ve zorunlu haller dışında görevlendirmeler uzamamalıdır.
Askeri sosyoloji literatüründe asker ailelerini konu edinen birçok çalışma mevcuttur. Dünya orduları asker aileleri üzerinde yaptıkları çalışmalardan elde ettikleri bulgularla politikalarını değiştirmiş, ailelerin uyumunu ve memnuniyetini arttıracak tedbirler almışlardır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde ise asker ailelerini konu alan yeterli çalışma mevcut değildir. Bu tür araştırmalar Millî Savunma Bakanlığı öncülüğünde geniş kitlelere ulaşarak yapılmalı ve elde edilen sonuçlara göre stratejiler geliştirilmelidir.
Asker ailelerinin yaşam standartlarını arttırmak onların ordudaki yaşama uyumunu kolaylaştırmaktadır. Özellikle büyükşehirlerdeki kira ücretleri yüksek olduğu için askerler lojmanı tercih etmektedir. Bu bölgelerde lojman sayısının arttırılması personeli ekonomik yönden rahatlatacaktır. Lojmanlar içerisinde okul, kreş, revir, market, spor tesisi vb. imkânların olması özellikle yalnız kalan asker aileleri için büyük kolaylık sağlamaktadır. Ayrıca asker ailelerinin hastalık durumunda başvurabileceği askeri hastanelerin tekrar açılması ailelerin hayatını kolaylaştıracaktır.
İzinler hem askerler hem de aileleri için özellikle ayrılık dönemlerinde moral ve motivasyon kaynağıdır. Lider personel birliklerinde izin planlamasına önem vermelidir. Birlik komutanları aile götürülmeyen garnizonlarda görev yapan personelin üç ayda bir on beş gün izne çıkmasını sağlamalıdır. Özellikle pandemi döneminde mücbir sebep hariç izinlerin kaldırılması personel ve ailelerini mağdur etmiştir.
MAKALENİN TAMAMI
Aile Götürülemeyen Garnizon Dışı Görevlerin Asker Eşlerinin Fiziksel Sağlığı Ruh Sağlığı ve Evlilik Memnuniyeti Üzerindeki EtkileriYayımlanma Tarihi 29 Mart 2022